ALKOL KULLANILMAMASINA RAĞMEN ALKOLMETRE İLE YAPILAN ÖLÇÜMDE ALKOL ÇIKMASI HALİNDE YAPILMASI GEREKENLER
ALKOL KULLANILMAMASINA RAĞMEN ALKOLMETRE İLE YAPILAN ÖLÇÜMDE ALKOL ÇIKMASI HALİNDE YAPILMASI GEREKENLER
Alkol, uyuşturucu ve uyarıcı madde ile karayollarında araç kullanılmasının öncelikle Türk Ceza Kanuna göre suç olduğunu belirterek yazımıza başlamak istiyoruz.
Trafik güvenliğinin kasten tehlikeye sokulması halinde Türk Ceza Kanunun 179 maddesine göre 2 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Diğer yandan söz konusu suçun alkol veya uyuşturucu madde etkisiyle ya da başka bir nedenle emniyetli bir şekilde araç sevk ve idare edemeyecek halde olmasına rağmen araç kullanan kişi tarafından işlenmesi halinde de 2 yıla kadar hapis cezası verilecektir.
Alkol ya da diğer uyarıcı maddeller ile araç kullanılması halinde söz konusu araç sürücüsü için; Karayolları Trafik Kanunu ve Karayolları Trafik Yönetmeliği’nde idari para cezası ve trafikten geçici ya da sürekli olarak men (ehliyete el konulması) kararı verilebilmektedir. Bu yazımız kamuoyunun ve kendi can güvenliğini kasten tehlikeye sokan bireylerden daha ziyade bu konuda kusursuz olan kimseleri kapsayacak şekilde ele alınmıştır.
Alkol ölçümü yapılan cihazların herşeyden önce mekanik birer alet olduğu ve teknik arıza nedeniyle her zaman doğru ölçüm yapanayacağı göz önünde tutulmalıdır. Bu bağlamda karayollarında kolluk tarafından yani polis ve jandarma ekipleri tarafından yapılan kontroller sırasında alkol kullanmamış olmasına rağmen alkolmetrede alkol kullandığı kayıt altına alınan araç sürücülerinin vakit kaybetmeksizin polis/jandarmadan kan testi yapılmasını isteme hakkına sahip olduklarını bilmelerinde fayda bulunmaktadır.
Araç sürücüsünün bu talebi polis/jandarma tarafından geri çevrilmesi halinde araç sürücüsünün gecikmeden en yakın sağlık kuruluşuna özellikle kamu hastanelerine giderek kan tahlili yapmaları ve kan hücreleririnde bulunan alkok miktarını kayıt altına almaları gerekmektedir.
Araç sürücüsünün kan tahlilinde alkol ya da uyarıcı madde çıkmaması veya yasal sınırın altında çıkması halinde daha önce kolluk tarafından kesilen idari para cezasının İTİRAZ etmek suretiyle, ehliyete el konulması işleminin ise DAVA AÇMAK YOLUYLA İPTAL edileceği unutulmamalıdır.
Burada dikkat edilmesi gereken hususlardan biri de eğer ehliyete el koyma işlemi neticesinde araç sürücüsünün maddi bir kaybı olmuş ise bunun Emniyet Genel Müdürlüğü ya da Jandarma Genel Komutanlığı’ndan tahsil edielebileceğidir.
Örnek vermek gerekirse aylık geliri 5,000 TL olan bir tır sürücüsünün ehliyetine 6 ay süre ile el konulması halinde açılan davada tır sürücüsünün çalışamadığı sürenin tamamının yani 6x5,000 = 30.000 TL zararı tahsil edilebilecektir. Öyle ki bu ehliyetin alınma işleminde araç sürücüsü için manevi bir zarar da doğmuş ise bu zararın da tazmini mümkündür.
Yukarıda açıklanan davaların tamamında gerek alkollü araç kullanmanız sebebiyle açılacak ceza davasında gerekse idari para cezası ve ehliyete el konulması nedeniyle doğan zararda yargı sürecinin titizlikle takip edilmesi gerekmektedir.
Aksi halde süreçte gösterilecek en ufak bir ihmalin birey için ağır sonuçları olacağı muhakkaktır. Bir devlet memuru alkol kullanmamasına rağmen ya da kullanmış ise yasal sınırları içerisinde kalan miktar itibariyle polis ya da jandarma tarafından kesilen idari para cezasının itiraz edilmeden ve dava açılmadan kesinleşmesi halinde ve ayrıca Türk Ceza Kanunun 179. Maddesi gereği ceza davası açılması ve 1 yıl ve üstü hapis cezası alınması halinde devlet memurunun 657 sayıl Devlet Memurları Kanuna göre memuriyet ile ilişkisi kesilecektir.
Kişinin alkol kullanmaması nedeniyle kendinden emin olması yeterli olmamakta bazen ihmaller zinciri bireyin hayatını alt üst edebilmektedir. Ancak hukuki sürecin sıkı takip edilmesi neticesinde hem haklılığınız ispat edilecek hem de zararınız tazmin edilecektir.